top of page

İğfal Kabiliyeti

Resmî veya özel belgelerde sahtecilik suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) üçüncü kısmındaki Topluma Karşı Suçlar’ın dördüncü bölümde yer alan Kamu Güvenine Karşı Suçlar’ın altında yer almaktadır.

İğfal Kabiliyeti

Resmî veya özel belgelerde sahtecilik suçu 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) üçüncü kısmındaki Topluma Karşı Suçlar’ın dördüncü bölümde yer alan Kamu Güvenine Karşı Suçlar’ın altında yer almaktadır. TCK 204. madde resmî belgede sahtecilik, 207. madde ise özel belgede sahtecilik suçlarını tanımlamaktadır. Bu tanımlar altında aldatma kabiliyeti ise ayrıca tanımlanmıştır.


Her iki kanun maddesinin içeriği incelendiğinde; TCK’nın 204. maddesi “Bir resmî belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmî belgeyi kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır”, TCK’nın 207. maddesi ise “Bir özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır” hükümlerindeki “başkalarını aldatacak şekilde” hükmü ile iğfal kabiliyetine değinilmektedir.


İğfal kelimesi Arapça kökenli olup, iğfal kelimesi sözlükte; “gaflete düşürme aldatma, ayartma, kandırma, baştan çıkarma, beklenmedik bir davranışla yanıltmak, karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak, bir şeyin görünürdeki durum, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek” gibi anlamlarda kullanılmaktadır. Aldatmak ise “beklenmedik bir davranışla yanıltmak, karşısındakinin dikkatsizliğinden, ilgisizliğinden yararlanarak onun üzerinden kazanç sağlamak, bir şeyin görünürdeki durumu, o şeyin niteliği bakımından yanlış bir kanı vermek” anlamlarında kullanılmaktadır. Aldatma kabiliyeti ise yapılan sahteciliğin üçüncü şahısları hangi derece kandırdığı ile ilgilidir.


Aldatma Kabiliyeti Nedir?

İğfal kabiliyeti uygulamada aldatma gücü veya aldatma yeteneği olarak farklı kavramlar yerine de kullanılmaktadır. İğfal kabiliyeti sahte olarak düzenlenen bir belgenin aldatma yeteneğini ifade eder. Diğer ifadeyle üzerinde sahtecilik yapılmış belgenin herkes tarafından anlaşılır nitelikte olup olmadığı hususunun belirlenmesidir. Aldatma kabiliyeti ile yapılan sahteciliğin üçüncü kişileri kandırıcı nitelikte olması ifade edilmektedir.


Aldatma kabiliyetinin hukuki boyutu ise; bir belgede sahtecilik suçunun oluşabilmesi için TCK’nın 204/1 ve 207/1 maddelerinde ifade edildiği gibi sahteciliğin “aldatacak şekilde” olması gerekmektedir. Ayrıca, aldatma kabiliyeti doktrinde aldatma gücü, aldatma yeteneği veya iğfal kabiliyeti şeklinde de ifade edilmektedir.


Aldatma Kabiliyetine Haiz Ne Demek?

Sahtecilikten söz edebilmek için, düzenlenen belgenin gerçek bir belge olduğu konusunda kişiyi yanıltıcı nitelikte olması gerekir. Başka bir deyişle, sahteliğin beş duyuyla anlaşılabilir olmaması gerekir. Özel bir incelemeye tâbi tutulmadıkça gerçek olmadığı anlaşılamayan belge, sahte belge olarak kabul edilir. İkinci seçimlik hareket, gerçek bir resmî belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştirmektir. Bu seçimlik hareketle, esasında mevcut olan resmî belge üzerinde silmek veya ilaveler yapmak suretiyle değişiklik yapılmaktadır. Mevcut olan resmî belge üzerinde sahtecilikten söz edebilmek için, yapılan değişikliğin aldatıcı nitelikte olması gerekir. Aksi takdirde, resmî belgeyi bozmak suçu oluşur.


İğfal kabiliyetinin tespitinde objektif ölçütler esas alınmalıdır. Çünkü meydana gelmiş bir olayın değerlendirmesinde en önemli husus iğfal kabiliyetinin hangi yönden değerlendirileceğidir;


  • Olayda belgenin kullanıldığı kişiler yönünden mi?

  • Belgenin ilgilisi kişiler yönünden mi?

  • Ya da bir vatandaş yönünden mi?


Bunu bir örnekle açıklayacak olursak belediye otobüslerine ücretsiz binmek için kendine külliyen sahte polis kimlik kartı oluşturan kişinin yapmış olduğu sahtecilikte yapılan sahte kartın sahteliği hangi açıdan değerlendirilecektir?

  • Polisler açısından mı?

  • Kullanıldığı yer olan belediye otobüsündeki şoför açısından mı?

  • Kendisi açısından mı?


Aldatma kabiliyeti hususu bu şekilde kişiye indirgenirse o zaman hak yerini bulmamış olur. Bunun için sahtecilik herkes tarafından anlaşılabilir olmalıdır. Yani yapılan sahtecilik herkes tarafından kolaylıkla anlaşılabiliyorsa iğfal kabiliyeti yoktur.

Aldatma kabiliyeti incelemesi Global Kriminal’de aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak yapılmaktadır;


  • Sahtecilik suçlarında suçun unsuru olan iğfal kabiliyetinin tespitinin uzman kişi/kurum tarafından belirlenmesi,

  • Yapılan sahteciliğin iğfal kabiliyetinin belirlenmesi veya belirlenmemesi durumunda işlenen suç türünün değişeceği hususu,

  • İğfal kabiliyetinin objektif kriterlere dayandırılarak verilmesi gerektiği,

  • İğfal kabiliyetinin kim tarafından tespit edileceği hususu.


Yararsız Sahtecilik Örnekleri

Bu bölümde Yargıtay tarafından verilmiş bazı Yargıtay kararları yazılacaktır.

Suça konu nüfus cüzdanının aslı elde edilemeyip üzerinde inceleme yaptırılmamış olması karşısında, ne suretle aldatma kabiliyetine sahip olduğu açıklanıp tartışılmadan yazılı biçimde hükümlülük kararı verilmemesi gerekmektedir. sübuta ermesine göre rüşvet almak suçundan mahkumiyetine karar verilmeli, düzenlediği belgelerin iğfal kabiliyetinin olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre sahtecilik suçunda hukuki durum değerlendirilmeli.


Suça konu nüfus cüzdanındaki fotoğraf üzerindeki soğuk damga izinin belge üzerinde devam etmemesi karşısında, aldatma kabiliyetinin ne şekilde oluştuğu karar yerinde açıklanmadan yetersiz bilirkişi beyanına dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması bozulma gerektirir. Sahtecilik suçlarının öncelikli ve asıl bilirkişisi hakim olup, belgelerdeki sahteciliğin aldatma yeteneğini maddi öğeye göre değerlendirip takdir etmek yetkisinin de hakime ait olduğu gözetilmesi gerekmektedir.


Suça konu para makbuzlarının, Adli Tıp Kurumuna gönderilerek, tahrifat ve ilave olup olmadığı ve iğfal kabiliyeti taşıyıp taşımadığı araştırılıp saptanmadan yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı bir yargılamadır. gümrüğe verilen çıkış beyannameleri üzerinde herhangi bir tahrifatın bulunması, vergi iadesi için teşvik uygulama dairesine verilecek örneğin miktar hanesinde doğru olmayan değişikliğin yapılmış olması hâlinde sahteciliğin hemen ortaya çıkacağı ve dolayısıyla aldatma kabiliyetinin bulunmayacağı, ancak memura karşı yalan beyan suçunu oluşturacağı gözetilmeden karar verilmesi doğru değildir.


Örnekler

bottom of page